PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : günün sözü



seydi
03-07-2008, 11:54
Kuşlar gibi uçmayı,balıklar gibi yüzmeyi,öğrendik ama basit bi sanatı
unuttuk,insan gibi yaşamayı.

ismaiLL
03-07-2008, 14:01
Çok doğru bir söz.Hayat kavgasındanmıdır para sevdasındanmıdır gittikçede uzakLaşıyoruz insanlıktan.Herşeyin paraya güce döndüğü bu yüzyıLda daha başımıza Neler geLecek acaba?

seatleonwhite
03-07-2008, 14:51
cok guzel unutulanları hatırlatan bır soz tesekurler

Emre
10-05-2016, 11:18
Unutulmuş bir konuydu güzel bir takvim denk geldi

http://i.hizliresim.com/nMzrq5.jpg (http://hizliresim.com/nMzrq5)

Leonturco
10-05-2016, 11:33
https://scontent-ams3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/13133203_10154150861502453_9077360810757791597_n.j pg?oh=fd49534860869ef7b456a04d4c7a9ca9&oe=57AEFDDF

Emre
12-05-2016, 09:55
http://i.hizliresim.com/JA52yo.jpg (http://hizliresim.com/JA52yo)

Emre
16-05-2016, 20:02
Ya şimdi kabirde olsaydım.😔
Toprak üstümü az önce örtmüş olsaydı mesela… 😔
İlk günüm, ilk gecem nasıl geçerdi?😔
Çocuklarım gelir miydi aklıma?...😔
Ya da eşim….
Hiç bitmeyecek sandığım, bensiz yürümeyecek sandığım işleri kim yapar, kim yoluna koyardı?😔
Hergün düşündüğüm yavrularım ve onlar için çırpınışlarım duâlarımı kim yapacaktı.😔
Evim, eşyalarım, yatağım, sandığım, ayakkabılarım benden sonra kime kalır, kim sahiplenirdi?😔
Ya pişmanlıklarım…
“Ölen her insan pişman olacaktır” buyuruyordu Rasulümüz. (Aleyhisselâm)😔
“Müminlerde mi ya Rasulallah ?”
diye soran ashabına;
“Evet, onlar da dudaklarının
Allah adıyla ıslanmadığı her an için pişman olacaktır” diye cevap veriyordu...😔
Müslümalığım geldi sonra aklıma.
Ahhh!!!
Bu ne acı bir pişmanlıkmış meğerse...😔
İşlerimin arasına sıkıştırdığım, şöyle uzun uzadıya kılamadığım namazlarım.
İşler yetişmez korkusuyla hızlanan secdelerim, rükûlarım….😔
İşler çabuk bitiyormuş demek, bir nefeslikmiş hepsi…
Yok yok, ebedi arkadaşımın kıymetini hiç bilememişim ben.
Ona ne çok vefasızlık etmişim.
Onunla neden daha çok zaman geçirmedim?
Çok samimi olamadım.
Halbuki ne çok faydası olurdu şimdi bana. Yan yan bakıp geçmezdi ızdırabıma….😔
Geri dönesim geliyor!
İçime sindire sindire namaz kılasım, içermiş gibi kuran okuyasım geliyor...😔
Rafta hep gözümün önünde duran kur'an-ım…😔
Her an beni mahsunca süzen kur'an-ım…
Ne zaman okuyacak olsam, hep bir engel çıkardı, yapacak bir şeyler gelirdi aklıma...😔
Ara sıra okuduğum iki sayfayla tüm sorumluluğu üzerimden attım sanırdım…😔
Yüzümde bir sivilceden kalan lekeyi dert ederiz...
Oysa buraya girer girmez, bedende hızlı bir çürüme başlıyor...
Toprak ezelden beri beni bekliyormuş sanki...😔
Sıkıyor, sıkıyor…
Kemiklerimin kırıldığını, iç içe geçtiğini çıtırtıları duyar gibi oluyorum...
Allahım! çok yalnızım korkuyorum…..😔
Koca bir ömrü nasıl heba ettim...
Oysa yapabileceğim ne çok şey vardı…😔😭
“Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler.
Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi?
Size uyarıcı da gelmedi mi?
(Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.”(Fatır suresi 37)
Bu ayet dünyadayken beni ne çok etkilerdi.😔
Ama neden gereğini yapmadım?
Neden şimdi elimdekiler bu kadar az?😔
Küskünlüklerim...
kızgınlıklarım...
kıskançlıklarım...
sahip olamadıklarıma...
hayıflanmalarım...
Ne kadar boş, ne kadar gereksizmiş…😔
Aldırmam sanırdım ama,“Ne derler” sözünü beynime mıhlamıştım sanki...
Kınanmaktan çok korkarmışım meğer…😔
Biliyorum ardımdan iyi konuşan da olacak.
”Güleryüzlü, tatlı dilliydi” diyecekler.😔
Bir zaman sıkça, daha sonra arada düşeceğim akıllarına.😔
Ama sonra…
En yakınım bile unutacak.
Bir arefe, birde bayram günlerinde hatırlanacağım.
Yüzüm, sesim unutulacak.
Ellerim gözlerim unutulacak….😔
Tek “O” unutmayacak, ufak tefek yaptığım herşey amel defterimde. Kabir bana mesken, kabir bana kucak, belkide korkunç bir mahzen olacak….😔
Evim, yurdum, günüm gecem burası artık.😔
Dünyaya açılan bütün kapılar kapandı.
Yalnızlık, yapayalnızlık sardı dört bir yanımı.
Pişmanlık bana hakim olan tek duygu şimdi…😔
Saniyelerdir verirsem geri alamam diye tuttuğum nefesi, büyük bir telaşla verdim.😥
Yaşadığıma inanmak için aynaya koştum...
Gözlerim kıpkırmızı, yerinden fırlamış sanki...😳
Çok şükür yaşıyorum.
Hâlâ zamanım var….
Bir nefeslik bile zamanım varsa en azından bir SUBHANALLAH diyebilirim.😊
Eğer önümde yaşanacak daha uzun yıllar varsa, neler neler yapılmaz ki şu hayatta…😊
Namaz, önce namaz....🌹
Önce namaza başla..
Sarıl Kur'an'a ...🌹
Dikkat et..
Helal lokma...🌹
Kul hakkına....
Öğren dinin inceliklerini..🌹
Biat et SAHIBI ZAMANA...🌹
Dahası...
Varmı kırdıkların....?
Gönül al,
hiç durma...🌹
Kırdılarmı seni....?
Boşver aldırma...🌹
Sen gayret et iyilik yapmaya...🌹
Her işinde söyle...
Bismillah....🌹
Düşürme dilinden..
Lâ ilâhe illallah...🌹
Muhammedun Rasulullah....🌹
"Aklı olana bir işaret yetişir."demiş büyüklerimiz.🌹

Emre
14-06-2016, 10:12
Tebessüm ettiren bi kıssa :)
AŞERE-İ MÜBEŞŞERE'YE BENZEMEK

Hazreti Ali (kerremallahü vechehu) hurma bahçesinde akşama kadar çalışmış, akşam da devesinin üzerine bir çuval hurma yükleyerek evinin yolunu tutmuştu.

Devenin yuları yardımcısı Kamber'in elinde kendisi de önde gidiyordu. Medine'nin içine girdiklerinde yolun kenarından bir ses geldi. Yoksulun biri elini açmış sızlanıyordu:
- Ne olur Allah rızası için!... diyordu.

İşte bu sırada sesi duyan Hazreti Ali (ra) ile arkadan deveyi getiren Kamber arasında şu konuşma geçiyor. Hazreti İmam soruyor:
- Kamber ne istiyor bu yoksul?

- Hurma istiyor Efendim!
🌴🌴🌴🌴🌴🌴🌴🌴🌴
- Ver öyleyse!...

- Hurma çuvalda Efendim!

- Çuvalla ver öyle ise!...

- Çuval da devenin
üzerinde!...

- Deveyle ver öyle ise!...

Emri yerine getiren Kamber der ki:

- Devenin ipi de benim elimde, demekten korktum. Çünkü beni de deveyle birlikte yoksula vermekte tereddüt etmeyebilirdi.

Emre
15-06-2016, 16:28
http://i.hizliresim.com/r92ZnV.jpg (http://hizliresim.com/r92ZnV)

Emre
04-07-2016, 15:00
Sadaka-i Fıtır Nedir?

Sadaka-i fıtır (fıtır sadakası) Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisab miktarı bir mala sâhip bulunan her müslümanın vermesi gereken vâcib bir sadakadır. Buna yalnız fıtra da denir. Bu kelime halk arasında fitre şeklini almıştır.

Fıtır sadakası (fitre), insanın yaradılışına bir şükür olmak üzere sevab kazanmak kasdıyla verdiği sadaka demektir.

Fitre, orucun kabûlüne, ölüm sekeratından ve kabir azâbından kurtuluşa bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram gününün neş'esinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır. Bu cihetle fitre, insanî bir hayır ve medeni bir vazifedir.

Fitre Kimlere Vâcibdir?

Fitre vermek için şart olan, müslüman olmak, hür olmak ve aslî ihtiyaçlar dışında nisab miktarı mala sâhip olmaktır. Akıl ve bülûğ fitrede şart değildir. Zengin akıl hastalarının ve çocukların fitreleri, velileri tarafından verilmelidir.

Fitre vâcib olduktan sonra nisab miktarı olan mal telef olsa bile, fitrenin ödenmesi şarttır.

Fitre Ne Zaman Ödenmelidir?

Fitre, Ramazan bayramının birinci günü sabahı, fecrin doğuşundan itibaren vâcib olur. Fitreyi vermenin müstehab olan şekli ise, fecrin doğuşundan itibaren namazdan çıkmadan önce fakirlere verilmesidir. Fakat fitrenin bayramdan birkaç gün, hatta birkaç ay önceden verilmesinde de bir beis yoktur. Böylece fakirlerin bayram ihtiyaçlarını önceden karşılamaları, noksanlarını telâfi etmeleri sağlanmış olur. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir.

Bu görüş İmam Ebû Hanife'nindir. Diğer üç İmama göre, fitre, Ramazanın son akşamı güneşin batmasından itibaren vâcib hâle gelir. Ödemenin bayram namazından sonraya te'hiri de câiz değildir.

Ramazan bayramının 1. günü fecrin doğuşundan evvel vefat eden veya fakir düşen kimseye fitre vermek vâcib olmaktan çıkar. Fecrin doğuşundan sonra vefat eden zengine ise, fitre vâcibdir. Mirasından ödenir.

Nisab miktarını bulan mal, fitrenin vâcib olmasından sonra, ödenmeden telef olsa fitre sâkıt olmaz.

Kimler Fitre Verir?

Nisab miktarı malı olan bir müslüman, hem kendisi için, hem fakir olan çocukları için, hem de hizmetçisi için fitre verir. Zengin olan çocukların fitreleri, İmam-ı A'zam'a göre o çocuğun malından verilir. İmam-ı Muhammed'e göre ise, onu da babası verir.

Bülûğa girmekle beraber aklî dengesi yerinde olmayan çocukların fitresini de yine babası verir. Henüz doğmayan çocuk için ise, fitre verilmez.

Bir kimse, kendi evinde otursalar bile, babası, anası, dedesi, ninesi için fitre vermekle mükellef değildir. Akrabalar da böyledir. Babaları hayatta olsun olmasın dede, oğlunun fakir çocukları (torunları) için fitre vermekle mükellef değildir.

Bir kimse kendi hanımıyla büyük ve akıllı olan oğlunun fitresini vermekle mükellef değildir. Çünkü bunlar kendilerine sahip ve tek başlarına tasarrufa yetkilidirler. Fakat bunların müsaadesini alarak kocanın veya babanın onlar yerine fitre vermesi câiz olur. Ve bunlar kendi evinde ve idaresi altında iseler izinsiz de verebilir. Fakat aslolan herkesin kendi fitresini kendi malından ödemesidir.

İmam-ı Şâfiî'ye göre kadının fitresini kadın zengin bile olsa kocası öder. Fitre zekât gibi veren tarafından niyet edilmelidir. Ve fakirlere temlik suretiyle verilip fakirin mülkiyetine geçirilmelidir. Fitre verirken verilen şey'in fitre olduğunu belirtmek şart değildir.

Fitreyi aralarında evlilik veya babalık - oğulluk (usul - füru') ilişkileri olanlar birbirlerine veremezler. Meselâ bir kimse fitresini fakir olan kocasına veya babasına veya oğluna veremez.

Fitre Nasıl Ödenir?

Bir kimse fitresini bir fakire verebilir. Fakat bir fitre bölünerek birkaç fakire verilemez. Müteaddit kimseler fitrelerini birleştirip tek bir fakire verebilirler.

Müteaddit fitreler sahiplerinin izniyle karışmış halde fakirlere verilebilir. Her fitreyi ayrı ayrı vermek lüzumu yoktur. Bununla beraber ayrı ayrı verilmesi daha güzel görülmüştür.

Fitreler mükellefin bulunduğu yerin fakirlerine verilmelidir. Başka yerlere gönderilmek mekruhtur.

Fitrenin Miktarı Ne Kadardır?

Fitre başlıca 4 madde üzerinden verilir:

1 - Buğday veya buğday unundan. Bunun vâcib olan miktarı, yarım sa' (520 dirhem: 1667 gr.) dır.

2 - Arpadan veya arpa unundan. Bunun miktarı ise, bir sa' (1040 dirhem: 3333 gr.) dır.

3 - Her türlü kuru üzümden. Bunun miktarı da bir sa' (3333 gr.) dır.

4 - Kuru hurmadan. Bunun miktarı ise yine 1 sa' (3333 gr.) dır.

Bu 4 gıda maddesinden herhangi birine göre fitre verilebilir. Bu fitreler aynen hurma, buğday, üzüm olarak verilebileceği gibi, kıymetleri para olarak da verilebilir. Hattâ kıymetlerinin para olarak ödenmesi, daha da efdaldir.

Kişinin fitresini verirken kendi malî imkânını ve zenginliğini göz önünde bulundurarak, fitresini bu 4 gıda maddesinden birinin kıymeti üzerinden ödemesi gerekir. Meselâ çok zengin olanlar fitrelerini hurmanın değeri üzerinden ödemelidirler. Çünkü en yüksek fitre miktarı hurmadır. Onun o zenginliğine münasib olan, fitresini hurma üzerinden ödemektir. Artık zenginlik derecesine göre, kuru üzüm, arpa ve buğday olmak üzere fitre ödenecek gıda maddesi değişir. Her yıl Ramazan ayında, müftülükler bu 4 gıda maddesine düşen fitre bedellerini ilân ederler. O bedellere göre fitreyi ödemek mümkündür.

Fitre ile Zekât Zengini Arasında Bir Fark Var mıdır?

Vardır. Zekât verecek zengin için, nisab miktarı tutarında bir mal, bir yıl elde bulunmalıdır. Fitrede ise, bu şart yoktur. Fitrenin verileceği en son gün bile, nisab miktarı mal eline geçse, kendisine derhal fitre vâcib olur.

Zekâtta günümüzde ekseriya nisab ölçüsü olarak altın alınmaktadır. Fitrede ise gümüşün esas alınması iyidir. Fitrenin zekâta göre daha geniş bir kitle tarafından verilmesinin sebebi de budur.

Yaşlılıktan veya hastalıktan dolayı Ramazan orucunu tutamayan kimseden fitre düşmez. Onların da bu vâcibi yerine getirmeleri icabeder.

Fitre, İslâm memleketlerinde yaşayan gayr-ı müslimlere verilebilirse de küfür diyarındaki gayr-i müslimlhere verilemez.

Fitrenin rüknü temliktir. Fitreyi fakirin mülkiyetine geçirmeden fitre ödenmiş olmaz.