Arabamı alırken oldukça araştırma yapıp kafa patlatarak, 5-6 marka ve 10-12 model arasından ihtiyaçlarımı göz önünde bulundurarak seçim yapmaya çalıştım. Seat markasını ve modeli, özellikle 1.2 TSI motoru çok tanımadığımdan tereddütlerim vardı. Belki benim durumumda olup aracı merak edenler olabilir ve benim de nihai kararımı almadan önceki araştırma sürecinde yaptığım gibi SCT’den bilgilenmeye çalışanlar olabilir diye şu ana kadarki düşünce ve deneyimlerimi aktarmak isterim.

SATIN ALMA AŞAMASI

Aracı özellikle 550 lt bagajı ve arka camın kalkması ile beraber daha rahat bir yükleme alanı sunması, yeterli genişlikteki iç hacmi, muadili marka/model araçlar arasında en geniş güvenlik ve donanım seçeneklerini sunması ve tabi arkasında Alman teknolojisi olması nedeni ile tercih ettim. Bu özelliklerinin yanı sıra satış fiyatının hem bütçeme uygun hem de aynı özellikleri bir arada sunan araçların en az 8000-10.000 TL daha altında olması cazibesini arttırdı.
Aracı 1 Kasım 2013 tarihinde teslim aldım. Opak boyalı standart Style donanımlı modellerin normal satış fiyatı 41.200 TL idi ben metalik boyalı olanını 41.000 TL peşin fiyata satın aldım. Seat’ın web sitesinde belirtilen opsiyonel donanımlardan ses sistemi için USB girişi, arka cam sileceği ve Start&Stop da ekletmek istedim ama bayinin ve Doğuş Oto’nun elinde bu donanımlı araçların hali hazırda bulunmadığı ve ancak fabrikadan siparişle getirilebileceği, yılsonuna yaklaştığımız için de ancak 2014 modellerde sipariş alınabildiği söylendi. Hem 1400 TL opsiyon farkı hem de 2014’lerde zamlı fiyat farkının (muhtemelen 2000 TL olur diye tahmin ediyorum) ikisini birlikte karşılayamayacağım için bayinin elinde tek kalan Metalik Platin Gri (aslında açık füme diyebiliriz) aracı aldım. Bayi parayı verdikten 2 gün sonra aracı teslim etti. Satış aşamasındaki ilgiden memnun kaldım. Umarım satış sonrasında da aynı ilgi devam eder, bir önceki arabamın markasını terk etmemdeki en büyük nedenlerden biri satış sonrası servis hizmetlerindeki ilgisizlik ve bilgisizlikti. Teslim alırken orijinal kauçuk paspas seti ve trafik seti, hediye edildi. Aracın iki anahtarı var biri sustalı ve uzaktan kumandalı (bagaj için diğer kapı kilitleri açılmadan açılsın diye ayrı bir düğmesi var ama basınca bagajı kendi açmıyor sadece kilidini açıyor) diğeri ise kumandasız standart immobilser chipli. Sustalı olana bir de üzerinde Toledo yazan siyah sedef görünümlü kaplama hediye ettiler. Ayrıca anahtarlıklar verdiler (bunları satış esnasında ne gibi ekstralar veriliyor/alınabilir diye düşünenler varsa diye yazdım).

YAKIT TÜKETİMİ

Depoyu ilk fulletmemde benzin ışığı yanıyor ama bilgisayar daha 30 km yol gideceğini yazıyordu yaklaşık 49 lt 95 oktan benzin aldım (lt’si 4,81 TL’den toplam 235 TL kadar tuttu) araç henüz 185 km’de idi. Benzin alırken tabanca atımına kadar doldurdum ve tamamı şehir içinde kat edilen 115 km sonrasında tekrar aynı benzinciye gidip yine tabanca atımına kadar depoyu fulledim. Yaklaşık 9 lt benzin aldı ki 100 km’de 7,8 lt gibi bir değer hesaplanabilir (yanlış hatırlamıyorsam bilgisayar aynı mesafedeki tüketim değeri için 8,1 lt/100km yazıyordu).

Ertesi gün Antalya-Akseki gidiş dönüş seyahatimde toplam 370 km kat ettim. Bunun yaklaşık 20-25 km’si Antalya şehir içi diyebiliriz. Yolun Antalya- Konya sapağı arası bölünmüş yol kısmında (gidiş dönüş yaklaşık 160 km diyebiliriz) ortalama 120 km/h hızlarla seyrettim ara ara 130’ları gördüm. Bu arada vites uyarılarına uydum, ortalama olarak 2000-2500 devride vites büyüttüm 3000 devri pek görmedim, devir 1500 altına indiğinde vites küçülttüm ama her seferinde de vites düşür uyarısı çıkmadı aslında. Konya sapağından sonra gidiş dönüş yaklaşık 130 km kadar ağırlıklı olarak rampalı bölünmemiş yolda kullanıldı burada da yol şartları ve sakin kullanım tarzımdan dolayı ortalama 80 km/h hızda seyrettim diyebilirim. Son parti olarak da gidiş dönüş 40-45 km kadar da virajlı, rampalı, genellikle asfalt ama yer yere mıcır kaplı köy yolunda kullanıldı, bu kısımda hızım ortalama 40 km/h civarı idi.
Hava açık ve güneşli olduğundan doğal olarak klima kapalı, 3 yetişkin yolcu ile; giderken bagaj boş dönerken de +1 yolcu kadar daha ağırlıkla geldik. Rampaları çıkarken çoğunlukla 4'ten aşağı inmedim ki genellikle ya önümde kamyona denk geldik ya da düzlük kısımda kaptırıp çıkmadım ve devir düşük girdiğim için (vites düşür uyarısı çıkmadığı halde) düşük viteste çıktım. Hatta bazı rampaları direkt 6 ile çıktım.
Antalya’ya dönüşümde aynı benzinciden yine tabanca atıncaya kadar depoyu fulledim. 25 lt yakıt aldı. 370 km 25 lt harcadığımdan kabaca şehir dışı belirttiğim şartlarda 6,75 lt/100 km tüketmişim diye hesapladım (bilgisayar 7,1 diyordu).
Arabanın seyahate çıkarken henüz 300 km’de ve dünüşte de 670 km’de olduğunu da yani motorun eski tabirle “açılmamış” olduğunu da hesaba katarsak; sonuç olarak performans ve tüketim gayet uygun şimdilik. Bu arada depoyu bu fulleyişimde bilgisayar 830 km menzil yazdı. Eğer gerçekten şehir içinde 800 km giderse tüketim açısından parasını kesinlikle hak edecek bir araç olduğunu söyleyebilirim. Ben 5000 km’den sonra bu değerlerin şehir içinde 7-7,5 lt/100km ve şehir dışında da 5-5,5 lt/100km civarında olacağını tahmin ediyorum ki benzinli bir araç için daha iyisini beklemek çok da anlamlı değil bence. Aslında benzin fiyatları bu kadar yüksek olmasa mükemmel bile diyebilirdim hatta.

PERFORMANS

Öncelikle şunu belirteyim ki ben spor kullanım tarzından ziyade konforlu, güvenli ve aynı zamanda ekonomik kullanım tarzını benimseyen bir sürücüyüm. Öyle ani kalkışlar, motor freni ile ani yavaşlamalar, trafikte kapışmalar, makaslamalar falan pek yapmam (20’li yaşlarımdayken yapardım amaaa.. ;) ) Yine de solama yaparken veya sıkışık bir durumda aniden hızlanmam gerektiğinde veya yokuşlarda bayılıp kalan, tıkanan arabalardan da sıkılırım. Bu bağlamda daha çok ailecek kullanacağımızı da göz önünde bulundurursak 1.2 TSI motorun 105 Hp beygir gücü ve 175 nm torku bana kesinlikle yetecek gibi görünüyor. Bir önceki 84 Hp ve 130 nm torklu 1.4 8V SOCH tek noktadan enjeksiyonlu atmosferik benzinli motoru olan aracımdan sonra bunun performansı bana çok çok yeterli geldi, hani bana “bas gaza bas gaza” diyormuş gibi hissediyorum ve keyif alıyorum. Sonuçta bu bir Mercedes, BMW değil veya spor karakterli bir araç değil. Bence benim gibi olanların beklentilerini karşılar. Şehir içinde özellikle Antalya gibi bir kentte zaten çok süratli ve seri kullanmak pek mümkün değil; ışıktı, trafik sıkışıklığıydı, aradan aniden çıkan yaya veya başka araçlardı derken ne kadar hızlı gidersen git gideceğin yere anca 2-3 dakika önce varabiliyorsun ki bunun için de hem kendinizi hem de başkalarını riske atmaya değmez diye düşünüyorum. Ha ama ben sürati de severim diyenler olabilir, bu tip kullanıcılar bence almayı düşünüyorlarsa bence öncelikle test edip sonra karar versinler, sadece sağdan soldan duydukları ile fikir edinerek olumsuz damgayı yapıştırmasınlar. Hatta eğer spor kullanacaklarsa gidip sportif karakterli modellere yönelsinler ama muhtemelen satın alma fiyat farkı ve yakıt tüketimi konusundan da feragat etmeleri gerekeceğini de bilsinler. Her neyse motorun performansı için bunları söyledikten sonra motor ömrü konusunda da ilk başta tereddütlerim olduğunu belirtmeliyim, bazı yerlerde bu TSI motorların çok uzun ömürlü olmadıkları konusunda duyumlar almıştım . Ama ben titiz bir kullanıcıyım, bakımlarımı aksatmam orijinal ve kaliteli parça kullanımına dikkat ederim hatta eğer servis hizmetlerinden memnunsam garantisi bitse de 100-150 TL fazla verip yetkili servise gitmeyi de göze alırım. Yılda 10.000 km civarı ve ağrılıkla şehir içi kullanıp, genelde yılda bir kere denk gelecek bakımları aksatmayan bir kullanıcı olacağımdan zaten 5 yıl vadeli kredi kullanarak aldığım aracı en az bu süre zarfında sorunsuz kullanabileceğimi ve gerekirse elden çıkarırken de sorunsuz olabileceğini düşünüyorum. Motor ömrü için kilit nokta aracın limitlerini bilmek ve ona göre kullanmak ve bakım konusunda gösterilecek hassasiyettir bence. Tabi Allah kaza bela vermez ve her insan yapısı cihazda karşılaşabileceğimiz şansız bir duruma denk gelmezsem uzun bir süre sorun yaşayacağımı düşünmüyorum. Aracım manuel olduğu için bu şanzıman konusunda çok tereddüdüm yok açıkçası ama DSG de olsa bence gerektiği gibi kullanım ve bakımına dikkat edilirse onun da çok sorun çıkarmayacağına inanıyorum. Sonuçta spor bir otomatik vites sisteminden ziyade ekonomi ve konforluluk ön planda tutulmuş bir sistem bence. Hatta eğer fark 5000 TL civarı değil de 1000-2000 TL civarı olsaydı otomatik vites rahatlığını yaşamak için gönül rahatlığıyla 1.4 TSI DSG Style tercih edebilirdim. Bu seferlik bütçem elvermedi ama bir dahakine inşallah diyeyim.

KONFOR

Aracın içindeki genişlik kesinlikle aileler için gayet ideal. Çeşitli saklama gözleri de seyahatlerde oldukça işe yarar. Torpido gözü yeterli genişlikte ve aydınlatmalı olması çok iyi (bir çok araçta aydınlatmalı torpido gözü ve bagaj bulunmuyor mesela). Torpidonun soğutma fonksiyonu test edemedim tabi ama çok da beklentim yok açıkçası. Yine de en azından içine koyacağınız bir içecek veya gıda maddesinin yazın ısınma süresini yavaşlatır diye tahmin ediyorum. Koltuklar kumaş açısından ortalama bir kaliteye sahip ama yolcuları ve sürücüyü yormayacak konforda diyebilirim. Arka camdan geri görüş biraz sınırlı ama ön tarafta A sütünundan yana sorun yok diyebilirim. İç malzeme kalitesi çok yüksek değil itiraf etmek gerekir. Ağırlıkla sert plastik kullanılmış ama kesinlikle kötü diyemem. Üstelik aracın fiyatını da göz önünde bulundurursak bence olması gerektiği kadar iyi. Uzun vadede çok tıkırtı tukurtu yapacak mı göreceğiz. Üç kollu deri direksiyon simidinin de kullanımı rahat geldi bana. Göstergeler gayet okunaklı, yol bilgisayarı kullanışlı, aydınlatmalar yeterli. Bu arada iç aydınlatma için arka yolcu tarafına konulan ayrı bir düğmeli ışık arkada oturanlar için kesinlikle çok iyi düşünülmüş. Ayrıca ön ve arka kol dayamalar da kesinlikle çok işe yarayan aksesuarlar ve standart olmaları çok memnun edici. Özellikle ön kol dayama ekstra bir saklama gözü olarak kullanılırken arka kol dayama da hem tepsi görevi görüyor hem de bir kapakla bagaja ulaşma konusunda kolaylık sağlamış ki bu ince detaylar işe yarıyor kesinlikle. Cruise Control daha çok otobanlarda işe yarayacaktır ama bölünmüş yolda ara ara denedim gerçekten faydalı bir icat. Direksiyondan kumandalı ses sistemi de büyük rahatlık (gerçi kayıt ettiğim radyo kanallarında direksiyondan geçiş sağlayamadım ama sanırım ayarlarla alakalı bir şeydir, yani umarım öyledir yoksa olumsuz bir özellik olarak sayacağım). Lastik basınç sensorünün standart olarak sunulması insanın için rahatlatıyor ama şimdilik fonksiyonu konusunda çok önemli bir tecrübem olmadı, zamanla faydasını görürüz herhalde. Karartılmış arka camlar Antalya gibi güneşli bir memlekette olmazsa olmaz cam filmi zahmeti ve polislerle gereksiz diyaloglara girme zorunluluğumu ortadan kaldırdı. En kötü ihtimalle şu cama takılan roll-on perdelerin iyisinden de 20-25 TL’ye bir çift satın alıp gayet güzel bir güneş ışığı izolasyonu sağlanabilir. Elektrikli ayarlanabilir aynalar kesinlikle çok rahat, ısıtma fonksiyonundan da muhtemelen kışın oldukça faydalanırım. Park sensörünün standart olması önemli bir rahatlığı yaratıyor ama mesafe göstergeli bir park sensörü olsa daha iyi olurdu. Dönüşe duyarlı sis farlarının fonksiyonunu henüz tam idrak edebilmiş değilim ama keyifli bir olay olduğunu söyleyebilirim.

En en en en saçma eksiklik ise dört camın otomatik olmasına rağmen sürücü kapısından sadece iki cama kumanda edilebiliyor olması. Aracın genel olarak eksikleri var kabul ama özellikle bu hakikaten çok taktığım bir olumsuzluk oldu. Tipik VW politikası bence illa saçma bir kesinti yapacaklar. Denildiğine göre 2014’lerde bu eksiklik giderilip araçlar standart dört düğmeli olarak gelecekmiş. Belki çılgınlık diyeceksiniz ama eğer değiştirme imkanım olursa benimkinin düğmelerini servise gidip yeni olanlarla değiştirmeyi bile düşünüyorum.

Ses sisteminde AUX yerine USB girişi olmaması gerçekten olumsuz bir özellik itiraf etmek isterim. AUX kullanımında ses kalitesi iyi ama şarkıları MP3 Player’den sürüş esnasında sürücü tarafından yönetmek zor ve tehlikeli. Benim aracımda bluetooth yok ama işin aslı yokluğunu aramıyorum da. Çünkü zaten gerekirse konuşma için kablosuz kulaklık kullanıyorum, ayrıca telefonumun orijinal vantuzlu tutucusu var, arama kontrollerinde güçlük çekmiyorum, müzik dinlemek deseniz zaten telefondan müzik dinleyen biri değilim ki öyle olsa bile AUX kontrolünden bir farkı yok bence. Bunun haricinde aracımda ön kapılarda 2 hoparlör ve aynaların yanında da 2 tweeter var ki bana göre gayet yeterli bir kalitede müzik dinleyebiliyorsunuz. Arka kapılarda hoparlör takılacak yerler hazır, eğer kablolar da hazırsa belki hoparlör koymayı daha sonra düşünebilirim, şimdilik gayet memnunum. Belki ilerde üstündeki RCD-310 model playerı çıkarıp sırf USB veya SD Card girişi fonksiyonu için VW grubunun RCD-510 model orijinal playerı ile beraber arka hoparlör olayını düşünebilirim. Muhtemelen maliyeti 600 TL’yi aşmayacaktır. Hatta bir miktar daha masraf ederek belki geri görüş kamerası da kullanabilirim böylece. Bir de piyasada 140 TL’ye satılan ve mevcut playera arkadan cd changer olarak bağlanabilen USB dönüştürücüler var ama onlarda da MP3 dosyalarınızı player ekranından CD1, CD2..’deki Tracklar olarak görebiliyorsunuz anladığım kadarıyla, bu da benim için çok tatmin edici değil açıkçası AUX’la bağlanan MP3 playera katlanabilirim sanırım. Otomatik klima olayını henüz test edemedim ama hissiyatım benim kullanışıma göre aracın performansı çok etkilemeyeceği ve yeterli derecede soğutma sağlayacağı yönünde, tabi klima ile birlikte yakıt tüketiminin ne olacağını şimdiden kestiremiyorum. Yine de otomatik klimanın standart olarak sunulması bence gayet iyi bir özellik. Arka cam da silecek olmaması ise bence bir eksiklik, olsaydı kesinlikle işe yarardı. Start&Stop olmaması konusunda kararsızım, belki ileride bu modeli alan bir arkadaşımız bizi artı ve eksileri yönünden bilgilendirir.

Şehir içinde değil de şehirlerarası düz/kaymak asfalt olmayan, dişli asfalt yollarda (özellikle kışın sert geçtiği bölgelerde kayganlığı engellemek için bu tip asfalt kullanıyorlar sanırım) yol sesi gerçekten fark edilir derecede. Ama kaymak asfalt tabir edilen nispeten daha düzgün yollarda o kadar da fazla bir ses yok, hele ki müzik de açıksa volume seviyesi çok yüksek olmasa bile yol sesi pek rahatsız etmiyor. Eğer istenirse yol sesinin profesyonel bir ses izolasyonu uygulamasıyla ve lastiklerin daha yumuşak hamurlu bir marka ile (Michelin gibi) değiştirilerek önemli ölçüde giderilebilir olduğunu düşünüyorum. Rüzgar sesi ise hızlandıkça özellikle A sütununun oradan geliyor ki dünkü SCT Antalya buluşmasındaki arkadaşlarımızla yaptığımız istişarede, belirttiğim sütunun kaputla birleşme noktasının diğer modellere göre nispeten ince olmasından kaynaklı olduğuna kanaat getirdik. Rüzgar sesi için ne yapılabilir bilemiyorum. Belki dıştan takılan rüzgar deflatörü dedikleri şeyler işe yarayabilir ama bizim araçlar için bunlardan var mı bilemiyorum. Bu arada Ford’ların yol gürültüsü konusundaki namını da hatırlatmak isterim, Seat’lar o kadar da kötü değil bence. Motor sesi ise kesinlikle yok diyebilirim, devirlendikçe tatlı bir melodi duyuyor gibi oluyorsunuz o kadar. O da zaten keyifli bir ses oluyor. 130-140 km/h süratlerde motor sesini hissetmedim örneğin.

Amortisörleri için sert diyebiliriz ama açıkçası beni çok rahatsız etmedi. Bu şekilde yol tutuşunun daha iyi olduğunu düşünüyorum hatta. Genellikle şehir içinde kullandığım için malum ülkemiz yollarında en yumuşak amortisörün bile yetersiz kalacağını düşünüyorum. Yağmur giderleri için yolu enlemesine kesen ve genellikle çukur oluşturan ızgaralar, şerit çizgilerinin üstüne konumlandırılmış logar kapakları, tümsek veya çukur yamalar, beton gibi sert hız kesiciler sanki inatla düzeltilmez bilirsiniz. Yine de olağanüstü bir sarsıntı hissetmiyorum diyebilirim. Üzerinde gelen Dunlop StarMaxx 215/45/16R lastiklerin de sertlik olayında payı olduğunu düşünüyorum. Eğer ucuz olsaydı kesinlikle alır almaz Michelin’e geçerdim ama maalesef 15-16” lastikler 14-17”lere göre daha pahalı oluyor sanırım. Mesela benim ebatlardaki Michelin’de 410 TL/adet fiyat söz konusu. Ama forum başlıklarında bir arkadaş 17” olan Michelin’leri 315 TL/adet olarak temin ettiğini belirtmiş mesela. Artık eskidiğinde değiştiririm.
Bagaj konusunda sadece 5 yıldız diyebilirim. Kesinlikle aileler için çok ideal ki zaten aracı tercih etmemdeki ana faktörlerin başında gelen bir özellik idi. 550 lt’lik bagaj gerekirse arka koltuklarınızı da yatırmanızla yüksekliği o kadar olmasa da derinlik ve genişlik olarak hafif ticari araçları pek aratmaz gibi. Bagaj kapağının arka camla birlikte açılması yükleme yaparken işinizi oldukça kolaylaştırıyor, bagaj içinde çok fazla girinti çıkıntı olmaması da dörtgen bir yükleme alanı sunuyor ki hakikaten memnun kalacaksınız. Bagaj aydınlatması mevcut ama tek taraflı değil de iki taraflı olsaymış daha iyi olurmuş. Ben aracı teslim alırken bayiden bir de bagaj havuzu aldım. 85 TL fiyatı var. Bence alınmasında fayda olan bir aksesuar (bu da standart olabilirdi aslında). Döşemeye dökülebilecek sıvı-toz gibi kirleticileri önlediği gibi, yüklerden kaynaklı sürtünme ile oluşabilecek zararları da engelleyecektir. Örneğin boyu çok uzun veya kolları çok kuvvetli olmayanlar mecburen bagajın arka kısmına ağır ve sert bir eşyayı ancak itmek sureti ile ulaştırabilirler ki bu da orijinal halı döşemenin zedelenmesine neden olabilir. Bu havuz aşırı kaydırıcı bir yüzeyi olmadığından bagajda başıboş gezecek yükleri de bir nebze tutabilir, hem zaten standart olarak bagaj filesi de verdiler. Ancak şunu belirtmeden geçemeyeceğim ama sanırım yetkili serviste satılmasına ve faturada Toledo Bagaj Havuzu diye geçmesine rağmen birebir uyumlu değil, sanki Rapid,Octavia veya Jetta falan gibi bir araç için yapılmış olabilir ne bileyim. Bazı köşelerindeki girinti ve çıkıntılar bizim bagaja birebir uymadı izlenimi uyandırdı bende. Zaten “bunlar yan sanayi ürünü yerli” diye belirtildi satın alırken. Ama yine de kesinlikle hiç yoktan iyi. Stepne tam boy ama o da aluminyum alaşımlı jant mı emin değilim, dikkat etmedim açıkçası. Bagaj döşemesinin altında yer alıyor ve önüne de yine bir saklama gözü yapılmış, oldukça kullanışlı oldu. Bagajın yan duvarlarında da sağlı sollu iki göz var ki böylece şu an bagajımda ortada kalan/gezinen hiçbir eşyam kalmadı diyebilirim (hem de yakıt bidonu, akü aktarma kablosu, küçük WD40 tüpü, şemsiye vs. bir sürü ıvır zıvırım vardır).

GÜVENLİK

Araç seçerken en çok üzerinde durduğum bir konu idi bu güvenlik meselesi. Standart olarak sunulan sürücü ve ön yolcu, yan ve perde olmak üzere 6 Airbag bence yeterli, Allah ihtiyaç bırakmasın ama bebeğimizle birlikte seyahat ederken içimizi ferahlatıyor. ABS (Anti Blokaj Fren Sistemi), ESC (Elektronik Stabilite Kontrolü), EBA (Acil Fren Destek Sistemi) gibi güvenlik unsurları standart ve insana güven veriyor. VW gurubu üyesi Seat’ta bu sistemlerin bazı Uzakdoğu araçlarındaki gibi verimsiz olduklarını düşünmüyorum, umarım kullanmaya gerek kalmaz ama ihtiyaç anında gerektiği kadar iş göreceklerine eminim. Hill Holder (Yokuş Kalkış Desteği) ise aslında oldukça işe yarıyor. Yokuşlarda kalkış yapacağınız zaman ayağınızı frenden çektiğinizde yaklaşık 2 saniye kadar aracı tutuyor ve el freni kullanmanıza veya sağ ayağınızla fren+gaz pedallarını aynı anda kontrol etme zorunluluğunuza gerek kalmıyor. Özellikle henüz yeterince ustalaşmamış sürücüler için faydalı bir fonksiyon. ASR/ TCS (Anti Patinaj Sistemi) var mı emin değilim ama yok sanırım. Gerçi galiba arkadan itişli araçlarda daha çok işe yarayan sistemler bunlar ama olsaydı hayır demezdim. Sanırım EDL Elektronik Diferansiyel Kilidi) de yok ama zaten eski bir sistem bildiğim kadarıyla, belki de ESP olduğu için gerekli olmadığından konmamış olabilir. 4 tekerin disk fren olması da ayrıca önemli bir avantaj, faydalı olduğunu biliyorum. 16” aluminyum alaşımlı jantlar hem görüntü olarak yeteri kadar güzel hem de bence fren disklerinin daha rahat ve iyi soğuması açısından önemli. Ayrıca lastiklerin de hava eksiltme olayını azalttığını düşünüyorum. Arka koltuklarda çift taraflı isofix bağlantıları koltuk arkalarındaki top tether yuvaları ile kesinlikle isofix özellikli oto çocuk/bebek koltukları için faydalı. Malum bu koltuklardan kullanmak durumunda olanlar için isofix özelliği çok konforlu ve güvenli bir olay.

ÖZETLE BANA GÖRE;

EKSİLER


● Sürücü tarafından tüm camları kontrol eden düğmeler mutlaka ve mutlaka olmalıydı, sadece ön camlarınkini değil. Bazen sürücü yerinden kalkmadan arka camları da açma kapama ihtiyacı duyabiliyor. Keşke dönüşe duyarlı sis farı koyacaklarına bunu koysalarmış daha çok işe yararmış. Ha bir de sürücü camını tek dokunuşla tamamen açma fonksiyonunu koymuşlar ama aynı şekilde kapama fonksiyonu da olmalıydı bence, basit bir eksiklik.

● USB’li müzik sistemi standart olmalıydı, AUX’la bağlanan MP3 player türü cihazları sürücünün sürüş esnasında kontrol etmesi zor ve tehlikeli. Tabi CD hazırlama ve taşımanın verdiği zahmetleri benim gibi göze almak istemeyenler için.

● Arka cam sileceği kesinlikle standart olmalıydı. Arka cam normal sedanlara göre biraz yatay durduğundan özellikle yağmurun çiseleyip geçmesi ve aracın üzerinde çamurlu damla izlerinin kaldığı durumlarda mecburen elle camı temizlemeniz gerekiyor maalesef. Camda kalan damla izleri üzerine toz toplanınca cidden görüşü olumduz etkiliyor. Yoğun yağmurlu havada seyahat esnasında aracın arkasında ne kadar hava girdabı oluşacak şimdilik bilmiyorum ama muhtemelen bu durumda da yoldan kalkan damlacıklar görüşü olumsuz etkileyecektir. Bence imkanınız varsa alırken arka silecek opsiyonunu mutlaka ekletin.

● Start&Stop standart olsa daha iyi olurdu sanki, gerçi çok da ısrarcı değilim ama yine de şehir içi kullanımda ekonomik açıdan faydalı diye düşünüyorum. Özellikle sıkışık trafikte beklerken veya kısa kısa dur kalk yaparken yakıt tüketimi gerçekten ciddi ölçüde artıyor.

● Kapı dışında lastik koruma çıtaları olsa iyi olurdu, otoparklarda yandaki araçların kapılarını açarken sizin aracınıza zarar verdiği durumlar için.

● Park sensörünün sadece sesli uyarı yerine görüntülü veya mesafe bildirir olması daha iyi olurdu.

● Bagaj içindeki aydınlatma sadece sol tarafta var iki tarafta olsa daha iyi olurdu.

● İç malzeme kalitesi biraz daha yüksek olsa daha memnun olurdum. Bozuk yollarda kapıların civarındaki yerlerden ufak ufak sesler gelebiliyor.

● Lastikler Michelin olsa daha memnun olurdum. Hatta jantlar da 17” olsa böylece lastik yenileme maliyetini % 20 azaltmak mümkün olurdu (gerçi bana 4 sende bir değiştirme yetiyor ama, olaydı iyiydi derler ya hani). Bu arada aracı showroomda teslim ederken lastik basınçlarını kontrol edin/ettirin. Benimki 4-5 psi fazla idi, gerçekten zıplamaları hissediyorsunuz.

● Düzgün olmayan dişli asfalt yollarda yol sesi hissedilir derecede fark ediliyor, rüzgar sesi ise hızlandıkça A sütununun oradan dikkatinizi giderek çekmeye başlıyor (neyse ki hıza duyarlı müzik sistemi mevcut, bir nebze de olsa unutturuyor). Aslında profesyonel bir ses izolasyonu uygulanması ile bu durum sonradan da olsa önemli ölçüde giderilebilir ama muhtemelen maliyet yüksek olacaktır. Daha düşük maliyetli şekilde üretim esnasında yapılmış olmasını dilerdim.

ARTILAR

● Performans benim gibi bir kullanıcı için kesinlikle yeterli ve keyif veriyor.

● Yakıt tüketimi araç henüz 1000 km altında olmasına rağmen optimum olarak ekonomik görünüyor ve ileri için kesinlikle umut veriyor.

● Yol tutuşu yine benim gibi kullanan bir sürücü için yeterli. 100 km/h üzerinde hızlarla girdiğiniz tatlı virajlarda sizi tedirgin etmiyor.

● Aracın iç ve bagaj genişliği çok çok iyi bana göre sınıfında bu konuda en üst seviyede bir hacim sunuyor, aileler için kesinlikle çok ideal.

● Araç sağlam görünüyor, kapıların ağırlığı açıp/kapanırken gelen tok ses insana güven veriyor. Oturaklı bir araç diyebilirim. Güvenlik donanıları tatmin edici. 4 tekerlekte de disk fren bulunuyor, 6 Airbag de insana güvence veriyor. Hill Holder yokuş kalkış desteği işe yarıyor. Bazı Güneydoğu Asya ülkeleri üretimi olan araçlara kıyasla VW grubuna bağlı Seat'ta ABS, ESC, EBA vb. sistemlerin kesinlikle daha ciddi kalitede olduğunu düşünüyorum.

● Fiyat/fayda oranı kesinlikle çok yerinde. Bu fiyata bu donanımda (yukarıda belirttiğim birkaç eksik var ama o kadar kusur da olsun), optimum performansa sahip tüketim ekonomisinde ve konforda başka araç seçeneği yok bence.

● Alman teknolojisini hissetmek bile insanı yeteri kadar tatmin ediyor.

● 1.2 lt motorun MTV avantajı olması olumlu bir artı.

SONUÇ

Bence bu araç tüketim ekonomisi, donanım, güvenlik, genişlik, belli oranda performans ve konfor arayan ama bütçesi çok da yüksek olmayanlar için en ideal araç. Eksikleri yok değil ama çok da olağan üstü şeyler değil. Beklentilerinizi aşırı derecede yüksek tutmuyorsanız Seat Toldedo 1.2 TSI Style optimum tatmini sağlayacaktır. Özellikle 4. nesil olarak tecrübe ile artık oturmuş bir versiyon olduğunu da göz önüne almak lazım. Bu arada aynı motorun Referance pakedi yerine mümkünse Style paketi tercih etmek daha rasyonel bence, tabi eğer bütçeniz uygunsa. Muhtemelen ikinci elde Style olanlar daha değerli olacaktır. İkinci el demişken bir çok kişiden keşke dizel alsaydın, bunun ikinci eli de çok kuvvetli değildir gibi yorumlar aldım ama şahsen ben bu araca 5 sene binmek amacıyla aldım. Eğer dizel almak isteseydim yaklaşık 12.000 TL fazla para vermem gerekirdi ve 1.6 MTV'si de daha yüksek olacaktı. Varsın satarken 7-8.000 veya 10.000 TL aşağıya satayım. Bu süre zarfında benzinli motorun sessizliği ve bakım maliyetlerindeki düşüklüğü bana yeter.

Değerlendirmem biraz uzun oldu biliyorum ama benim gibi ince eleyip sık dokumaya gayret eden, araba alma niyetinde olup da ekonomik açıdan tek atımlık barutu olanlar için faydalı olacağını umuyorum. İlerleyen zamanlarda başkaca deneyimlerimi de bu başlıkta paylaşmaya çalışacağım.

Güle güle kullanın çok detaylı emek harcayarak yazmışsınız. Emeginize sağlık.

Oncelikle hayirli olsun... kazasiz belasiz insallah...

Sonrasinda da detayli anlatiminiz icin tesekkur ederim. Bu araci almayi dusunenler icin super yol gosteren bir yazi olmus...

Tek ekleyecegim, surucu kapisindan tum camlar kontrol edilebilir sekilde gelecek. Hatta ilk gelen dizel otomatik serilerinde bu tarz geldi... skoda rapid de de ayni durum vardi duzeltildi simdi...

ServicePASAOGLU

Bahsi geçen araç tamamen o tarzı sevenler ve ihtiyacı olanlar için gerçekten dediğiniz gibi fiyat/fayda olarak çok ilerde. kesinlikle benim tarzım değil ama o kadar güzel, açıklayıcı ve takip edilesi bir üslupla yazmışsınız ki okumadan geçemedim. Gayet başarılı.

Eline sağlık düşünen arkadaşlar için gayet bilgi verici bir yazı olmuş. Güle güle kullan